25 Temmuz 2015 Cumartesi

Esir olma boş yere gururuna
Bir dönemlerin ders niteliğinde şarkı sözleri ile büyüyünce kış kış , fış fış , şakkudu şukkudu cinsinden sözlerin yüksek volümle bünyeye zerk edilmesini pek kaldıramıyor insan hali ile.  Plajda güneşlenirken biri kulağıma hiç bunları dert etmeye değer mi ? şu kısacık ömürler yeter mi? Hoşgör sen affet gitsin aldırma ,    büyüklük sende kalsın sonunda, sen sarıl o sana sarılmazsa , sen unut unutmazsa diye fısıldadı gibi geldi . Hah şöyle işte dedim tanıdık bir şeyler. Gerçi bu şarkı da  Din ve Ahlak dersimizin , Ahlak bölümü gibiydi ama olsundu.  Sonra teneffüs mü oldu ben revire mi gittim bilmiyorum. Kendimi doktorun karşısında buldum. Size günde iki doz hayranlık banyosu yazıyorum dedi.  Şefkat yağmurları altında günde iki kez yıkanmalısınız. Açıkcası doktorun dediklerine çok da itibar edemeyeceğimi düşündüm. Küçükken birbirimizin Hatıra defterlerine yazdığımız temenni gibi ‘ mutluluk yağmurları altında şemsiyesiz kalman dileğiyle’ …Pöh , Mesut Bahtiyar’mıyım ben canım alkışlarla yaşayayım. Yüksek sesle mi düşündüm nedir ? Doktor ,sanki duymuşçasına ,  burnunun ucuna indirmiş olduğu gözlüğünün üzerinden bir bakış atarak,  bu aralar çok görülen bir sendrom bu . ilgi ve şefkat eksikliği. Eşler birlikte tedavi olursa çok etkili olur dedi.  Birbirinizi sevgi, şefkat ve hayranlık dolu sözlerle ve davranışlarla ihmal etmeden sarıp sarmalayın , 15 gün sonra da kontrole bekliyorum .  Harikasınız dedim. Borcum ne kadar?
İkisi otuz lira ama yirmi beş liralık yiyecek içecek alabiliyorsunuz yani size beş liraya geliyor. Çok değişik bir uygulama ama bu dedim. Yok abla burda ki bütün biçler böyle ama bizim menümüz onlardan daha zengin dedi. Sen de amma uyudun hani 3 kere geçtim buradan . 


22 Temmuz 2015 Çarşamba

Sana aşktan daha azını veremem sevgilim

İlk blog ilk konu ilk heyecan. Bugünün konusu ilişkilere dair. Yani hayatın en zevkli ve renkli yanına ait. Sevdiğim, bugün fb sayfasında özlü söz paylaşmış. Hiç kimseyi değiştirmeye çalışmayın , kalan hancı giden yolcu gibisinden bir cümleydi. Hiç katılmadığımı yazmak için blog açmama neden oldu. Kim bilir hayırlara vesile olur diyelim.
Bence değişmeyenler bayağı zavallıdırlar. İnatçılar, değişime ayak uyduramayanlar, bağnazlar değişmeyi reddederler.  Değişmeli acilen mütemadiyen. Gözlemci olan , zorluklara yenilmeyenler. değişenlerdir.
Mutlaka ama mutlaka değişmeli. İnsan kendinin en iyi versiyonu için sürekli update etmeli kendini. Burada bahsi geçen ,sürü psikoloji ile olmadığın bir şekilde görünmek , mış gibi yapmak değil elbette. 
Simone de Beauvoir , koşulların gücünde ne güzel yazar bayılırım.... ' Sonunda ben orada geçirdiğim günlerden mutlu olduğumu ve aramızda en azından gerçek bir dostluk kaldığına sevindiğimi söyledim. Bu bir dostluk değil , dedi bana kabaca. Ben size hiçbir zaman aşktan daha azını veremem... 

Sana kendimin daha az bir versiyonunu sunamam sevgilim. O yüzden değişeceğim.

Temmuz 2015